30 Eylül 2022 Cuma

Alın Yazısı Mı Yoksa Değil Mi?


Sonsuz bir hayatın içindeki döngüyle,
Amansız hedeflere karşı yürüyorum.
Bütün olasılık değerleri hesaplamış şekilde,
Acı, çekeceğimi bilmeme rağmen vazgeçmiyorum...

Aslında, yalnız değilim bu hayatta.
Hiçbir zamanda olmadım, yaşamım boyunca.
Aile kurmak istedim, sadece
Ama bırakılan yine ben oldum, bu uğraşta...

Güvenmektir, tek sorunum bu hayatta.
Yüreğimin kapılarını o zaman açarım,
Seni seviyorum demek kolay mı?
En içten gelen hisle bu cihanda...

Seçimler içinde, duygu alışverişleri karşılıklı olmalı.
Ama ön yargılı düşüncelerden kurtulmalı,
Sevgi, o kadar narin ve kutsaldır ki,
Gurur, ego ve onurdan uzak durulmalı...

İnsan, hayatında yaşadığı tecrübeleri edinir,
Yaşadığı kırıklıklardan dolayı, sevgiyi incitir.
Bir gün karşısına öyle bir insan çıkar ki,
Ön yargılı oluşundan ötürü, kişiyi sindirir...

İnsan kendisi gibi görür her şeyi,
Aslında yaptığı en büyük hatadır,
Çünkü savunmasız kalır yüreği,
En ufak tepkide, toparlanması zaman alır...

Sevmek, suç mu bu hayatta?
Sevgi, beklemek hata mı bu yolda?
Eğer, bu benim aradığımı sonlandıracaksa;
Risk alıp denerim, bütün olasılıklarla…
                                                                                                                 Süleyman Muamma AYDIN

23 Nisan 2022 Cumartesi

Elbet Bir Gün Bir Yerde


  • Hayatın anlamını taşıyan duygu misali
  • Sözler bitse bile, yüreğin konuşması gibi
  • Ne zaman, nerede, ne geleceğini bilmeden
  • Elbet, bir gün, bir yerde…

  • Rüya bahçelerini süsleyen güllerin ihtişamı
  • Aralarında uçuşan mavi kelebekler kaldı mı?
  • Sevginin saflığı, merhametin habercisi olduğunda
  • Elbet, bir gün, bir yerde…

  • Yakın zamanda bir insan tanıdım
  • Ne ilkti, ne sondu yaşadıklarım
  • Korkularını bahaneler arasına, gizlese bile
  • Elbet, bir gün, bir yerde…

  • Bazı kelimeler vardır, serendipçe gibi
  • Muammaya benzer aslında hikâyesi
  • Mavi kelebeğin anlamıyla örtüşür, düşüncesi
  • Elbet, bir gün, bir yerde…

  • Son yazılarım olsun bu dizeler içinde
  • Kaderimiz belli ama kapıları açacak anahtarlar bizde
  • Her şeyin en hayırlısını rabbimden dilerim
  • Elbet, Bir gün, bir yerde…

                                                                                                                   S.M.A   18:40 - 23.04.2022

7 Kasım 2021 Pazar

Merak Etmek


Mısralardan dökülen heceler gibi,
Ellerinle bir fidanı ekmeye benzer, iletişimi.
Rahatsız olanlar için çekilmezdir, sorgulanması.
Amaçsızdır, sohbetle var oluşunun sebebi.
Kabullenmesi zordur, sohbetlere açılandır, kendisi…

En derinlerde yatar, aslında ne istediği.
Temelle başlar, sükûnetle biter, sevgisi.
Muhabbettir, aslında kendiliğinden gelen döngüsü,
Emele tabi değildir, neler olacağını bilmesi.
Kesinlikle diyebilirim ki, soruların anahtarıdır…

S.Muamma AYDIN – 07.11.2021 21:26

23 Ağustos 2020 Pazar

Senli Benli, Yazışmak Veya Konuşmak Ve Olmak

               Bir insan senli benli konuştuğu veya yazıştığı zaman karşı taraf ne anlamalı yada ne anlaması gerekiyor...
       Şimdi bu senli benli yazışmayı veya konuşmayı incelemek aklımdaki bir takım düşünceleri dile getirmek istiyorum(toplam 5 maddeden oluşmaktadır).
            İlk öncelikle bir insan ne zaman senli benli yazışır veya konuşur; Bana göre iki yabancı insan birbirlerini tanımadığı zaman sizli bizli olurlar ve zaman içinde sohbet artmaya yönelik senli benliye geçerler(olmakla; konuşup, yazmak aynı şey değildir). Ama bunun daha hızlı yöntemi de vardır. Örneğin iki yabancı birey bir aradayken size karşı senli mi hitap edeyim yoksa sizli mi der karşı taraf da senli derse yine senli benli moduna geçmiş oluruz(konuşmak veya yazışmak için). Bu senli benli olayda bir art niyet arama gereği olduğunu düşünmüyorum.Çünkü konuşmaya yönelik aslında, insanın benliğini yansıtmak için kullanılan hitap şeklidir. 
       ikinci olarak; Senli benli olay kavramı içinde bir samimiyet barındırır ama bu samimiyetin oranları vardır. Her senli benli olay samimi arkadaşlığı ortaya çıkarmaz. Samimi arkadaşlık farklı bir boyutta yer alır. Her iki birey tanışma esnasında bile farkında olmadan konunun el verişine göre senli benli olur ve aslında samimi arkadaşlık gibi değildir. Oysa insanlarımız bu aradaki farkı görmedikleri için tepki verdiklerine rastladım. Yani senli benli yazışmalar da veya konuşmalarda kötülük aranmaz. Durum ileriye doğru gidiyorsa(laubali olarak) karşı taraf durumu izah ederek sorun çözülür. Ama bu olay kestirilip atılmaz. Çünkü şöyle düşünün yıllara dayanan bir arkadaşlık söz konusu var ama bu arkadaşlıkta adam akıllı sohbetiniz yok sadece tanıma var. Böyle bir geçmişte kişiler senli benli konuşurken gündelik hayattan bir kişi karşı tarafa bir şey paylaşıyorsa bunu yorumlarken güzel düşünülmesi lazım. Çünkü o yıllara dayanan geçmiş bir anda sıfırlanabilir. Çünkü gündelik hayatında bir şey paylaşan kişi karşı taraftan aldığı olumsuz tepkiden ötürü bir kez daha düşünür ve aslında yıllar hikayeden ibaret deyip geçer...
         Üçüncü olarak ;Sizli bizli kavram normalde yoktur. Bunu yazarken Türkçe dil bilgisine hakaret etmiş gibi olabilirim ama dini olarak yok... Çünkü din kardeşiyiz deyip de hiç tanımadığın bir insana iyilik yapabiliyorsak yılların vermiş olduğu arkadaşlıkta hiç sohbet edilmemiş olsa bile sizli bizli olay aranamaz. Kişi kendisine şu soruyu sorması gerekiyor, yıllardan beri bu kişiyi biliyorum ama biz bu kişiyle nerede ve ne zaman arkadaş olmuştuk. Eğer bunu sormadan ön yargılı bir biçim de durumdan uzaklaşmaya çalışıyorsa kusura bakmasın o kişi hala kendi kişiliğini oluşturmaya devam etmeli.Çünkü empati yapma kavramıyla hiç karşılaşmamıştır. 
       Dördüncü olarak; Senli benli olmak nedir? Bakın konuşmak veya yazışmak demiyorum olmaktan bahsediyorum. Senli benli olmak demek samimiyetini arttırdığın arkadaşın demek yani bir sırdaşın, dostun veya sevgilin demektir. Aile içinde kardeşin, annen, baban veya değer verdiğin bir başka aile üyesidir...
            Beşinci olarak; Senli benli yazışmak veya konuşmak nedir?Samimiyetin artmadığı bir ortamda bile bir insan senli benli yazışıp veya konuşabilir. Bu iki yabancı birey bile olabilir.İşte insanlarımız bu aradaki farkı göremiyor. Bu kadar toyluk içinde yüzmeye devam ediyorlar, üstelik çok kitap okumalarına rağmen(istisnalar hariç).

               Özet olarak; Senli benli yazışmak veya konuşmaktan çekinmeyin kişinin durumuna göre çok laubali bir durum sergilemiyorsa üsluplara dikkat ediyorsa hiç bir sorun yoktur. Zaman içinde laubali durumunu artırıyorsa samimi bir arkadaşlık için adımları kovalıyor demektir buna izin verip vermemekte yine sizin elinizde ve bunun sonucunda senli benli olunur veya sizli bizli...
          Ayrıca son olarak; Senli benli kavram kadın erkek ilişkisi değildir, erkek kendi cinsiyle, kadın da kendi cinsiyle senli benli olarak hayatına devam edip, yazışıp veya konuşabilirler...

Okuduğunuz için teşekkür ederim, saygı ve sevgilerimle... 

17 Mart 2018 Cumartesi

Hayran Olmak


            Bir insan veya insanlar, başka insanlara neden hayranlık duyarlar konusunu yazıya dökmemin güzel olacağını, düşünüyorum. Çünkü aslında bütün soruların cevabı insanın kendisinde mevcuttur. Önemli olan insan bunun farkında olduğunu bilmesidir. Bu durumlarda yaşanmışlık içerisinde olur. Aksi taktirde çevreden edinmiş bilgiler doğrultusunda veya bir insanın yaşamış olduklarını paylaşarak bir yere kadar analiz ederek, kişi yolunu bulabilir. Aslında bu yol en kolay olandır, fakat her insan bu yolu kabul etmesi zordur. Çünkü insanlarımız içindeki nefsimiz bize bazen değil, her zaman oyun içinde olduğu için ilk başta kabullendiklerimizi, bir an da sildiğimizi de görebiliriz. Ama buradaki konu hayranlık olduğu için nefsimize fazla müdahale etmeyeceğim. Zira herkesin nefsi kendine ;)...
              Bazı insanlarımız bir dönem veya hayatın belli aralıklarında boşluğa düşer. Bunu bilimde psikolojik durumlar olarak nitelendiriyoruz. Bu durumlara giren kişiler kurtuluş yolu bulmak için caba gösterecek nitelik sergilerler ama her birey için aynısını söylemek yanlış olur. Çünkü bazı insanlar bu durumu gizler veya çıkmak için gayret göstermez. Bu gibi insanları aslında bu durumdan kurtarmanın yolları vardır ki bu da bizi hayranlık konusundan uzaklaştırır.
             Hayranlık ağacımızı fazla dallandırmak istemediğim için konuyu tek bir dalın üstünde tutmaya gayret göstereceğim. Ama şu bir gerçektir, hayatımızda ne yaşarsak yaşayalım her bir yaşanmışlık bir diğerinin eşidir( zincirlenme reaksiyonu). Neyse kaldığımız yerden devam edersek, caba gösteren insanlarımız için daha önce bu durumlar içinde bulunan veya hayatında pozitif bakışlar nedeniyle olumlu düşünenler veya her zorluklara rağmen tek başına ayakta duranları gören insanlarla iletişim kurmak isterler. Çünkü onlar gibi olmayı amaçlarlar. Buradaki durum kişinin psikolojisi nedeniyle tutunacak bir dal aramaktır. Bazı insanlar bu söylemleri inkar edebilir çünkü bunları kabul etmek istemezler. Ve hayatımda bu gibi insanlara çok denk geldiğim için onları da anlıyorum ve saygı duyuyorum. Ama insan herkese yalan söyleye bilir ve hatta kendisine bile. Çünkü insanoğlu kendisini bile, bir yalana inandırabilir. Bunu da başka bir konu altında inceleyebiliriz...
Hayranlıkta, psikoloji nedeniyle tutunduğu dalın peşinden giden insanlar çıkış bulduklarında o kişiden etkilendiğini düşünür. Çünkü o kişi için, deneyimli kişi veya yol gösteren kişiye farklı bir sevgi ve saygı beslerler. O kişi veya kişileri bütün evrendeki insanlarla tanıştırmak isterler. Ama bazıları bu konuda bencillik yapabilir. Bu bencillikte sadece bana özel olsun isteyebilirler(nefsimizin konusu) .
            Söz konusu biz insanlar olunca tek bir psikolojik sorunumuz olmadığı gibi tek bir kişiliğe sahip insanlarımızda yoktur. Bu hayranlık konusu, insanlara oranla farklı konu başlıkları altında ele alına bilir. Ama genel olarak bu şekilde yorumlanabilir. Çünkü ben bu durumu empati yaparak, psikolojik olarak baktığım için böyle bir yazıda bulundum. Bana göre bir kişi veya kişilere hayranlık duymak doğru değil. Çünkü karşı taraftaki kişi size bunu açıklaması gerekirdi ki, o kişinin de bence sorunları olduğunu düşünüyorum. Çünkü hayran olduğunuz yani sevdiğiniz ve saygıda kusur etmediğiniz kişinin de aslında sorunları olduğunu asla unutmayın. Ama her durumda bunu olumlu tarafa çevirmenin yolunu bulmuş olması da size karşı geri dönüş yaptığını göstermiş oluyor. Hatta örnek vermek gerekirse, bazı insanlar müzikle uğraşırlar ve yaptıkları besteleri bir kişiye vererek o kişinin ünlenmesine vesile olurlar (istisnalar hariç) , ve bir hayran kitlesi oluşur. Fakat en önemli nokta hayran olduğunuz kişi değildir, önemli olan o işin mutfağındaki kişidir.
Yani anlatmak istediğim şu aslında, yaşanmışlıklar doğrultusunda hayranlık duyduğunuz kişi değildir önemli olan, asıl önemli olan yaşanmışlıkların içindeki tecrübe edinmemizi sağlayan kişi veya kişileridir...

17.03.2018 13:05

14 Şubat 2018 Çarşamba

Sevgi Neydi?




Sevgi neydi, sevgi emekti.
İçi içine sığmayan bilgelik gibiydi.
Bizi biz yapan vicdanımız için,
En içten dileklerle gelen, dua etmekti...

Sevgi, sadece ruh eşin için değildi.
Her iki birey arasında var olan, bir histi.
Eskilerde yaşandığı gibi, aşkın habercisiydi.
Tek bir güne bağlı kalmayan, ilahi bir güçtü...

Sevgi; günümüz de, her anımızda var olan,
Her duruma karşılıklı tepkisi bulunan,
İyisiyle, kötüsüyle, nefretiyle, arzusuyla,
Ölümlü dünya da tektir, yok olmayan...

Saygı ve sevgilerimle
14.02.2018 - 19:21

13 Ocak 2018 Cumartesi

Kalandar Gecesi'nin İlk Şiiri


           Kalandar gecesi oyunların oynadığı, dargınların barıştığı, küslüklerin kalktığı, yeni bir sayfa açılmaya yönelik girişimlerin olduğu, ocak ayının geldiğine habercisi gibi ekinlerin ekilmesi için hazırlıkların başladığını gösteren bir gecedir, aslında ... Trabzon haklının bildiği zamanla gösteren bir gecedir. Diğer bazı sözlerin geçtiği bazı sözlerin yazıldığı yerdeki bazı bazı hatırlanmayan bir gecedir ... Kalandar'ın birinci günü Trabzon un bazı bazı ilçelerine göre pantolon giydirilir. Eve gelen ilk misafirin bereketi ile yılın geçeceğine inanılır.
          Kalandar gecesi ile tanıtım yaptıktan sonra şimdi gelelim benim tanıtımıma ve şiirime ... Kalandar gecesinde genelde Trabzon da olduğumuzdan ötürü küçüklüğümüzden buyana hep komşuların kapılarına poşet asardık. Bazen komşulara oyun yapsak bile anlamadıkları için fazla üstelemezdik, olumsuz sonuç olmasından çekinirdik. Kuzenimi kız kılığına sokup polisin kapısına yollamıştık, o gün gülme krizlerine girmiştik resmen ... Köyde olduğumuz zaman ateş yakar ve oyun oynardık. Ateşin üstünden atlama vs. Hatta halk oyunumuz olan horon en son bitirme oyunu olarak yapardık. Çünkü horon 1 saat den az sürmezdi ... Zaman ilerledi büyüdük, peki Kalandar gecesi unutuldu mu? Hayır, asla unutulmadı ama şehirde olduğumuzda hep pasif kaldık. Hatta bir senesi Kalandar ayının içinde kılık değiştirerek aileme güzel bir sürpriz yapmıştım. Ve bu sürprizden en çok dedem hayal kırıklığına uğramıştı: D Çünkü filinta gibi kadını karşısında görünce bir başka olmuştu ... Bu Kalandar gecesinde köyde olmak isterdim ama maalesef olamıyoruz. Sağlık olsun deyip maniler eşliğindeki şiirimle son vermek istiyorum ... 


Kalandar güzelleri, nerdesunuz ...
Köylü güzelleri, hanisunuz ...
Ee erkekler siz ne ettunuz ...
Bugünün hayruna başlasun şenluklarınız ...

                                Oy kalandar kalandar,
                                Yine geçti zamanlar,
                                Yılın bu güzelinde,
                                Sevsin sizi alanlar ...

                                                   Kalandar deyip geçme,
                                                   Herkesi barındırır Türkiye,
                                                   Bu gecenin hatırına,
                                                   Gönülleriniz bir olsun sevdiklerinizle ...

                                                                                     Oyun oyun, oyun içinde,
                                                                                     Düzenek kurulmuş her yerde,
                                                                                     Kalandar'ın anlamını bilmeyenler,
                                                                                     Varsın olmasın bu sistemde ...


Kalandar Gecesi

                               Kalandar gecesinin ilk şiiri,
                               Size ilk dizesi gelsin,
                               Muamma'nın yazısıyla,
                               Bugüne has onun olsun ilgisi ...

    Her gece, onun anlamı,
              Onunla oynanır, onun akşam,
            Siz, beni sevgiyle hatırlayın,
           Ateşten doğan bir duman ...

                                                                      Bu geceye has aslında değil,
                                                                                      Bu günden sonra hep varım aklında,
                                                                                            Yoksa sen bulamadın mı kim olduğumu?
                                                                                         Kalandar dan sonra, gelen her ayda ...

     Sınır tanımazlar benimle,
Siz gelirseniz sevinçle,
           O zaman tadından geçilmez,
              Muamma da yazar manilerle ...

                               Oyunların hası horonla başlar,
                               Sizde gelin ne güzel sarar,
                               İnsanları alalım aramıza,
                               Muamma da güzel kemence çalar ...

                    Ziller çalınır, ellerinde poşetlerle,
        Manilerle dizeler söylenir,
        Bazısı erkek, bazısı kadın,
     Sizde katılsanız, bize ... 

                                                                         Fazla uzatmaya gerek yok aslında,
                                                                            Siz yoksunuz ama gönlünüz burada,
                                                               Muamma ya bir alkış alalım,
                                                                     Sizleri bizimle buluşturmasına ...

                Bakın hele bakın kimler gelmiş,
                       Dörtlükler içinde sizlere yer vermiş,
               Muamma ya kocaman bir alkış,
                                  Gönülleriniz bir, sağlıklı ömürler dilemiş ...

Saygı ve sevgilerimle, Süleyman Muamma AYDIN ​​(13.01.2018 - 02:00)

29 Eylül 2017 Cuma

Bir Zamanlar



                                                       Bir insanın dostum dediği söz konusu kendi canı gibi sevdiği ailesiyle aynı değerlere sahip bir arkadaşı vardır. Bu insanlar çok nadir insanlardır. Bu insanlar gibi insanların mutlu olabilmeleri için elinden geleni yapan insanlarda dostum dediğim insana değer veren insanlardır. Benim de böyle bir kardeşim vardı. Vardı, yazıyorum çünkü dün o kardeşim dediğim insanı kaybettim. İçim öyle o kadar çok yanıyor ki, daha önce böyle bir yürek acısı çekmemiştim. Şu an yazıyorum çünkü bularını anlatacak kendimden başka hiç kimsem kalmadı. Duygusal patlaması yaşıyorum şu an ... Sen, o dostun iyi olsun diye elinden geleni yaparsın ama o kişi sana, ona verdiğin değeri sana vermekten acizdir. Bu aralar, her şey bir yalan üzerine mi kurulmuştu? Ona karşı hem açıktım içimden ne dışta bakıyordum. Çok hataları olmuş ama hep sineye çektim, alttan aldım ama bu sefer yaptığı beni benden aldı. kısaca sen kimsin ki deyip bir işe yaramayan eşya gibi fırlatıp attı. Ben, kaç günden beri karın ağrısı çekiyordum. Ben stres yaptığım zaman, kafama bir şey taktığım zaman direk karın ağrısı oluşur. Ve sancılarım çok ağır geçer. Ama bu sabah hepsinden farklı idi. Bazı insanlar bu durumda kırıp parçalar saldırgan olur ama ben kendi kabuğuma çekildim, çaresiz gibi gözyaşlarımı serbest bırakıyorum. Ben değer verdiğim insanlar için elimden geleni yapıyorum. Yeter ki onlar mutlu olsun diyorum. Hem de onlardan hiç bir şey beklemiyorum ama bu sefer ki durum çok ama çok başkaydı. Simdi ne yapmalıyım? Allah'ın yaratmış olduğu bir kul var karşımda. Asla ona karşı Allah ın selamını esirgemem ama o kişi bundan 1 gün önce bileği rahatsızlandı, onu iyileştirmek için sıcak suyun içinde ayağında masaj yapmak isteyen ben onu iyileştirmek için, şimdi en fazla yapabileceğim şey 112 aramaktır ... O da farkında yaptıklarından ama ben defalarca uyardım iyi düşün bir şey yaparken onu kendin tart ama demek ki böyle olması gerekiyormuş iki kişi için en hayırlısı imiş. Bundan sonra hayatımda sineye çekmek yok. Kararım kesindir çünkü ne kadar sineye çekersen çek tepene çıkan insan oluyor(tabi büyük de konuşmamak lazım). Şu an buraya yazıyorum ama bir yanımda da neden yazıyorsun ki diyor(içimdeki bir ses). Ama yazmasam nasıl rahatlayacağım diyorum, fakat bu sefer ağlıyorsun ya diyor. Ama ağlamak henüz yok diyor, eee o zaman sende yık ortalığı diyor. Bende bana zarar veren bir insan için neden sonuçları başkaları çeksin diyorum o da haklısın da ne yapmalısın o zaman deyince en güzeli kalıp Allah a tevekkül edip beklemektir...

1 Nisan 2017 Cumartesi

Sevdiceğim


Yolların kesiştiği an bile
Gözlerimi kaçırır, olduğum
Rüyalarımı süslediğin, güzelliğinle
Uyanır, kaçar olduğum
                                 Sevdiceğim...

Karamsara boyanmış, bu mahsum halim
Nedensiz bir kaçışım, muamma oluşum 
Hatalarımı art arda sürükleyip, getirişim 
Senin karşına çıkamaz olduğum             
                                                  Sevdiceğim...

Düşünceler yelkeninde sallanıp, duruyorum      
Senin sevgini gördükçe, kendimden utanıyorum
Mahsum bakışların, yüreğinin temizliği içinde    
Göz yaşlarımı saklamaz, olduğum                      
Sevdiceğim...

22:09
S.M.A

20 Ocak 2017 Cuma

AŞK

 






 



Sevgi o kadar kutsal ki,

Sadık olmaya benzer dengi,

Aramıza nifak sokmak isteyenler bilecek ki,

Allah'a duyulan aşıktır, onun ibadeti ...




(20.01.2017 - 02:22)